Sabancı vizyonunun temelini atan kadınlar
SABANCI VAKFI’NIN 50’NCİ YIL DAVETİNDEYİM
Önceki akşam Sabancı Vakfı’nın kuruluşunun 50’inci yılı münasebetiyle verilen davetteydim. Kapıda davetlileri Vakfın üç Mütevelli Heyeti üyesi Güler Sabancı, Suzan Sabancı ve Serra Sabancı karşıladı.
BİR DAVETTE BİRİNCİ SEFER ÇOK AZ TANIDIK VAR
İlk kez bu türlü bir davette, katılanların çok azını tanıyordum. “Acaba artık jenerasyon farkını mı yaşıyorum” dedim.
Meğer yalnızca vakıf çalışanları, Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri, Sabancı kültür merkezlerinin ve müzelerinin çalışanları ve vakıfın eski ve yeni bursiyerleri davetliymiş.
Bir de Anadolu’nun “Fark Yaratan Kadınları” projesine katılıp başarılı olmuş bayanları davetliydi.
GÜLER SABANCI’NIN İCRAYA VEDA, VAKIFA MERHABA GECESİ
Bu davet birebir vakitte Güler Sabancı’nın Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanlığını bıraktıktan sonraki birinci davettiydi.
Yani bir manada onun holdingdeki icra vazifesine veda daveti üzereydi. Lakin Sabancı Vakfı içindeki çalışmaları daha da ağırlaşarak devam edecek.
Bence bu da, Güler Sabancı’nın kendini çok başarılı biçimde göstereceği alan olacak.
BİR BALYA HAMALININ VİZYONU İLE BAŞLAYAN DÜNYA YOLCULUĞU
Vakfın 50 yılını anlatan çok hoş bir belgesel hazırlanmış. Çok başarılı bir belgeseldi. Büyük ilgiyle izledim.
Anadolu’nun fakir bir köyünden gelmiş ve hayata hamallıkla başlamış bir insanın neler yapabileceğini anlatıyordu.
Böyle bir kurucu babadan, dünya çapında bir sanayi ve teknoloji devine dönüşmenin öyküsüydü birebir vakitte.
KURUCU BABADAN SONRA KURUCU ANNE
Ancak bu belgeselde ailenin bir diğer çok kıymetli bireyini tanıdık. Kurucu Hacı Ömer Sabancı’nın eşi Sadıka Sabancı.
Kurucu babanın erken mevti üzerine aileyi nasıl bir ortada tuttuğunu, büyük bir vizyonla kendine ilişkin serveti vakfa devrederek, bir şirketin kurumsallaşmasını sağladığını çok çarpıcı örneklerle öğrendik. Yani Sabancı vizyonunun temelinde yalnızca erkekler yok.
Kadınlar da var.
SABANCI HOLDİNG ARTIK TAM MANASIYLA BİR BAYAN ŞİRKETİ
Zaten üçüncü ve dördüncü jenerasyon neredeyse büsbütün bayanlardan oluşuyor.
Davette yeterli bir gözlemci, Sabancı kümesinde artık üçüncü ve dördüncü kuşağın idaresi tam olarak devraldığını çabucak fark ederdi…
Rastladığım Sabancıların çabucak hepsi kadınlardı. Güler, Dilek, Suzan, Serra ve Sevil Sabancı…
Bu tablo beşere şunu söylüyordu:
Sabancı Holding artık daha çok bayanlar tarafından yönetilen bir şirket. Tabi bunda Güler Sabancı’nın rolünü unutmamak lazım.
Davette gösterilen belgeselde de bu açıkça görülüyordu.
SAKIP AĞA KAYSERİ ŞİVESİYLE “I’M FLYİNG” DEDİĞİ AN BEN DE UÇTUM
Filmi seyrederken bir de şunu fark ettim. Sabancı bir vakitler büsbütün erkek şirketi idi. O şirketin erkek yüzü de Sakıp Sabancı’yd.
Sakıp Ağa’yı özlemişiz.
Belgeselde gösterilen bir konuşmasında memnunluğunu anlatırken Kayseri İngilizcesiyle “I’m flying” deyişi o denli âlâ geldi ki bana anlatamam.
Fark ettim ki artık insanca şeyleri, yalnızca insanca küçük şeyleri çok özler hale gelmişiz.
GÜLER SABANCI ATATÜRK’Ü EN ÇOK HANGİ TARAFIYLA ANIYOR
Güler Sabancı konuşmasında Sabancı Vakfı’nı tanıtırken şu dört mevzuyu üzerine basa basa vurguladı.
Bir: Varsa yoksa “Kadınlar”
İki: Varsa yoksa “Fırsat eşitliği”
Üç: Varsa yoksa “Sanat”
Dört: Varsa yoksa “Türkiye”
Son cümlesi de şu oldu: “Biz Atatürk’ü en çok hamaseti ile anıyoruz…”
FORBES’UN 2025 EN VARLIKLI 10 TÜRK LİSTESİNDE NİÇİN BİR SABANCI YOK
Sahnedeki üçüncü jenerasyon Sabancıları izlerken şunu düşündüm.
Forbes’un Türkiye’nin en varlıklı insanları listesinde bir Sabancı ismi görmüyoruz. Bunda aile üyelerini kalabalık oluşu nedeniyle servetin bölünmesinin tesiri olabilir.
Ama hazırlanan vakıf sinemasında yaptıkları kültürel yatırımlar, açtıkları okullar, üniversite, müzeleri görünce, “Servetin bir kısmı bu tıp hayır işlerine gitmiş” diyorsunuz.
GECEDEKİ “SABANCI WOMEN” GÖZLEMLERİ
Serra Sabancı’yı çok sempatik ve sıcak buldum.
Güler Sabancı’nın yakasında gül olan ceketini ve grubunu çok beğendim.
Suzan Sabancı her zamanki üzere çok şıktı.
Her vakit giydiğini çok yeterli taşıyan bir bayan.
patronlardunyasi.com
