Dünyanın en lüks projelerinde imzası olan Servotel Başkanı Ömer İsvan: “Türkiye’ye bir şey olmaz, ben koyarım parayı” diyecek yatırımcı her zaman var

Necla DALAN

Bu yıl 40’ıncı yılını kutlayan Servotel, dünyanın önde gelen otel ve gayrimenkul geliştirme danışmanlığı şirketlerinden biri. Bugüne kadar 43 ülkede 560’ın üzerinde proje geliştiren Servotel’in hem dünyada hem Türkiye’deki ultra lüks projelerde imzası var.

Servotel, Las Vegas’daki Bellagio Hotel’e de danışmanlık yaptı, Bodrum’daki Mandarin Oriental‘e de.. İstanbul’daki Mandarin Oriental Bosphorus’da da onun imzası var, Tersane İstanbul’da da.

Son olarak geçen yıl Bahamalar’da 700 milyon doları aşan bir yatırım bütçesi olan Bvlgari Resort & Mansions Cave Cay lüks konut ve otel projesi için kontrat imzaladı. Şirketin yeni projelerinden biri de İtalya’nın Sardunya adasında geliştirdikleri ekolojik ultra lüks resort projesi. Gösterişten uzak lüks talebi çerçevesinde geliştirilen ve 280 milyon euro yatırım bedeli olan bu proje için yapılan görüşmelerde dünyanın en güçlü isimlerinden Bill Gates de yer almış. Hatta Gates projeye ortak olmak istemiş.

BU YIL 17 DESTİNASYONDA 30 YENİ PROJENİN DANIŞMANLIĞINI YAPIYOR

Servotel, 2024 yılında Kurucu Başkanı Ömer İsvan ve Yönetici Ortağı Ayla Heyfegil liderliğinde genç kuşağın önünü açmak gayesiyle ‘Yeni Jenerasyon’ idare grubu oluşturdu. Bu takımda Robin Kestek Strateji ve İş Geliştirme Yöneticisi, Deniz Hanif Konsept Geliştirme Yöneticisi, Merve Heyfegil de Mimari ve Tasarım Koordinatörü olarak yer alıyor.

Ömer İsvan, Ayla Heyfegil ve şirketin genç idare takımındaki isimlerle buluştuk. Hem dünyadaki yeni projelerini hem de Türkiye’yi konuştuk.

Servotel, bu yıl halihazırda 17 farklı destinasyonda 30 yeni projenin danışmanlığını yapıyor. Şirketin yurtdışındaki projelerine geçmeden evvel Türkiye ile ilgili projelerini anlatmak isterim. Ömer İsvan, Türkiye’de Bodrum dışında Fethiye, Kaş ve Kapadokya üzere bölgelerde lüks projeler için potansiyel olduğunu vurguladı. Türkiye’ye yatırım yapacak yabancılar ortasında kurumsal yatırımcıların yanı sıra kişisel ve aile fonu olmak üzere iki tip profil olduğunu kaydeden Ömer İsvan, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin nasıl olduğuna ait sorumuza şu yanıtı verdi:

“TÜRKİYE’YE BİR ŞEY OLMAZ BEN KOYARIM PARAYI” DİYECEK YATIRIMCI HER VAKİT VAR

“Türkiye’ye yabancı yatırım çekme konusu son yıllarda inişli çıkışlı bir seyir izliyor. Yabancı yatırımcılarda iki farklı profil var: Kurumsal yatırımcılar (büyük fonlar, şirketler) ve bireysel/aile yatırımcıları. Kurumsal yatırımcılar, karar alırken katı risk kıymetlendirme kriterlerine bağlı kalıyorlar. Makroekonomik göstergelerdeki dalgalanmalar, enflasyon, döviz kuru oynaklığı, rezerv düzeyleri üzere faktörler yüzünden kurumsallar çekimser kalabiliyor. Bu tip yatırımcılar bir ‘check-list’ ile ülkelere not veriyor ve maalesef Türkiye birtakım kalemlerde makus puan alarak eleniyor. Örneğin bir yatırım komitesi, Türkiye’nin yüksek enflasyon ve kur riski üzere sorunlarını görüp kritik durum diyerek yatırımdan vazgeçebiliyor. Buna karşılık, ferdî yahut aile ofisi yatırımcılar daha duygusal ve uzun vadeli bakabiliyor. Türkiye bugüne kadar aldığı tüm kredileri ödemiş ve iflas riski yaşamamış bir ülke. Türkiye’nin memleketler arası finansal yükümlülüklerini aksatmamış olması, dinamik iç pazarı ve genç nüfusu birtakım yatırımcılar için itimat ögesi. Bu nedenle ‘Türkiye’ye bir şey olmaz, ben koyarım parayı’ diyecek yatırımcılar her vakit var. Lakin bunlar çoklukla Türkiye’yi yakından tanıyan, burada geçmişi yahut irtibatları olan, risk alabilen bireyler oluyor. Kurumsal yapıdaki yöneticiler ise oburunun parasını yönetirken bu tip riskleri almaktan kaçınabiliyor. Sonuç olarak, son devirde büyük kurumsal yatırımlardansa öz sermayeye dayalı kişisel yatırımlar yahut küçük konsorsiyumlar daha çok görülüyor.”

BODRUM’DA BEŞ LÜKS PROJE VAR ANCAK YER BULAMAYAN DA ÇOK

Servotel Yönetici Ortağı Ayla Heyfegil ise Türkiye’nin lüks turizmde kıymetli bir yer edindiğine ve Bodrum’un dünya sosyetesinin radarına girdiğine dikkat çekti. Heyfegil, “Bodrum artık Costa Esmeralda, Mykonos, Sardunya, Saint-Tropez, Ibiza üzere ikonlaşmış tatil lokasyonlarıyla aynı ligde anılıyor. Hakikaten son yıllarda Bodrum Yarımadası’nda dünya markası ultra lüks otellerin (Mandarin Oriental, Aman Düş, Edition gibi) açılması bu trendin göstergesi. Bodrum bu düzeye gelince memleketler arası yatırımcıların da dikkatini çekiyor. Öte yanda Antalya ve Kapadokya, dünyadaki tarihi ve doğal atraksiyonlar ortasında üst liglerde oynayabilecek kalibrede. Lakin bu avantajları şimdi tam manasıyla değerlendirilemiyor. Emsal formda, Kaş üzere Akdeniz kıyılarının yahut Karadeniz’in bakir koylarının da yüksek gelir kümesine hitap edecek sürdürülebilir projelerle dünya turizmine kazandırılabileceği öngörülüyor” diye konuştu.

Ömer İsvan ve Ayla Heyfegil’e Türkiye’de yeni ultra lüks proje olup olmadığını sorduğumuzda ise “Bodrum’da beş tane lüks ve ultra lüks proje var. Fakat yer bakıp bulamayan küresel markalar da var. İstanbul’da herkes Boğaz diyor lakin orada da yer yok” cevabını verdiler.

GÖSTERİŞ VE ABARTI PERİYODU BİTTİ, ARTIK LÜKSÜN YENİ TARİFİ VAR

Tekrar dünyadaki trendlere ve projelere geri dönersek… Lüks kavramının bilhassa son 10 yılda önemli bir dönüşüm geçirdiğini ve klâsik olarak lüks denince akla gelen ihtişam, gösteriş, ünlü markalar ve abartılı hizmet anlayışının yerini daha rafine ve manalı tecrübelere bırakmaya başladığını belirten Ömer İsvan, geliştirdikleri projelerde yeni lüks tarifini merkeze aldıklarını kaydetti. Son yaptıkları projeler ortasında yer alan Sardunya projesinin bunun hoş bir örneği olduğunu anlatan İsvan, dünyanın en güçlü ve ünlü şahıslarına bile gösterişten uzak, doğal bir inziva tecrübesi sunmayı hedeflediklerini belirtti.

İtalya’nın Akdeniz’deki beğenilen adası Sardunya’da Servotel’in danışmanlığını üstlendiği ultra lüks resort projesinin, sürdürülebilirlik ve otantik tecrübesi en üst seviyede harmanlayan bir konsept sunduğunu anlatan İsvan, projeyi yaklaşık 2,5 milyon metrekareye yakın genişlikte bir arazi üzerinde, villa ve suitlerden oluşan yalnızca 96 otel anahtarı barındıracak biçimde planladıklarını söyledi. Yaklaşık 280 milyon euroluk bir yatırım olan projeye İtalya hükümetinin de büyük değer verdiğini söz eden İsvan, şöyle devam etti:

SARDUNYA’YA BILL GATES’İN YIRTIK TİŞÖRTLE GEZEBİLECEĞİ EKOLOJİK ULTRA LÜKS RESORT

“Proje, ülkenin ‘öncelikli turizm yatırımı’ kategorisine alınmış durumda. Yapıların birbirine değmediği, ortalarda geniş yeşil alanların bırakıldığı bu model, doğal hayatın korunmasına imkân tanırken yüksek gelir kümesine da eşsiz bir ferahlık sunuyor. Proje, tıpkı bölgedeki gösterişli ve rekabetçi lüks anlayışının adeta antitezi olarak kurgulanmış durumda. Costa Esmeralda üzere ‘Hangimizin yatı daha büyük’ üslubu parıltılı destinasyonların tersine Sardunya projesi gösterişten uzak, tabiat ile iç içe, mahremiyeti yüksek bir sığınak olacak formda tasarlanıyor. O denli ki burada paparazziler ve gösteriş olmayacak. Bill Gates’in saçını taramak gereksinimi duymadığı, yırtık tişörtüyle gezebildiği bir ortam olacak. Proje için görüştüğümüz focus kümelerde Bill Gates de vardı ve projeye bayıldı. Hatta ortak bile olmak istedi.
Servotel projenin kalbinde oluşturduğu köy konseptiyle mahallî zanaatkarları ve sanatkarları da projeye entegre ediyor. Sardunya’nın el sanatlarıyla ünlü ustaları ve sanatkarları için tesiste özel atölye alanları ayrılması hedefleniyor. Bu sayede konuklar, örneğin yöreye mahsus sepet örücülüğü, seramik, makarna üretimi üzere klâsik üretimleri ustalarından öğrenip deneyimleyebilecek. Üretilen bu el işlerinin bir kısmı tesisin dekorasyonunda da kullanılacak, yani mahallî kültür fizikî olarak yere da yansıyacak.”

TEK TUŞLA GSM VE INTERNET SİNYELLERİ KESİLEBİLECEK

“Bir başka yenilikçi sürdürülebilirlik adımı ise dijital detoks konseptinin mimari-teknolojik entegrasyonu. Yeni kuşak konuklar, tatildeyken dijital dünyadan koparak zihinsel olarak dinlenmeye de kıymet veriyorlar. Servotel, Sardunya projesinde konuklarına bunu tercihe bağlı bir imkân olarak sunmak için özel bir teknoloji kullanıyor. Binaların içine uygulanabilen özel bir katman sayesinde odalarda dışarıdan gelen tüm GSM ve internet sinyallerini kesmek mümkün hale getiriliyor. Odalarda bulunan sinyal güçlendiriciler bir dijital detoks anahtarı ile denetim edilecek formda tasarlanıyor; konuk isterse tek bir düğmeyle odasındaki tüm wifi ve cep telefonu sinyallerini kapatabilecek.”

BAHAMALAR’A 700 MİLYON DOLARLIK ADA PROJESİ

İsvan, Servotel’in 40’ıncı yılında en çok İses getiren milletlerarası atılımlarından birinin de dünyaca ünlü lüks markası Bvlgari iş birliğiyle Bahamalar takımadalarından Exuma bölgesindeki özel bir adada geliştirilen Bvlgari Resort&Mansions Cave Cay projesi olduğunu vurguladı ve şunları anlattı:

“Projenin gerçekleşeceği ada, yaklaşık 1 milyon metrekare büyüklüğünde ve bakir bir cennet kesimi. Tamamlandığında adada 64 anahtar kapasiteli ultra lüks bir otel ve 48 özel rezidans villa yer alacak. Toplam yapılaşma adanın doğal hoşluğunu azamî muhafaza amacıyla sonlu tutuluyor. Bvlgari Resort & Mansions Cave Cay projesinin yatırım fiyatının 700 milyon doları aşması bekleniyor. Bu dev yatırım, tek bir kaynaktan değil, milletlerarası bir konsorsiyum tarafından finanse ediliyor. Projenin ardında, birden fazla aile fonunun bir ortaya gelmesiyle oluşan global bir yatırım iştiraki bulunuyor. Bu proje Servotel için şirketin birikimini sergilemesi açısından kıymetli bir vitrin fonksiyonu görüyor ve tıpkı vakitte Karayipler’den Orta Doğu’ya uzanan coğrafyada bir Türk danışmanlık firmasının global başarısı olarak dikkat çekiyor.”

patronlardunyasi.com