Sadece lezzeti değil sunumu da temsil eden gastronomide taş devri
Gastronomi, yenilikleri ile karşımıza çıkmaya devam ediyor. Balığın, çakıl taşları ile servis edildiğini gören Sabah gazetesi muharriri Funda Karayel, bugünkü köşe yazısında ‘taşlı sunum’ öyküsünü kaleme aldı. İşte o yazı:
Sizinle paylaşmak istediğim bir gastronomi parodisi var. Beyaz masa örtüleri, taşın üzerinde zarifçe sunulmuş minik bir balık lokması.
Yanında dikkatle yerleştirilmiş bir çiçek. Aşikâr ki yenmeyen tipten. Taşın üstünden balığı değil taşı kaşıklamaya çalışanlar mı dersiniz, gözü kararmış, “Bu da yenir üzere geldi bana” diyerek çiğnemeye niyetlenenler mi dersiniz. Duyduğuma nazaran geçen haftalarda öbür bir yerde biri taşın bir köşesini hakikaten ısırmış.
İçeceğe gelince… Evet, içinde çiçek var. Ancak dekoratif. Yani tabiatta yalnızca hoş duran ancak sindirim sisteminde pek durmayan cinsten. Gastronomi dünyasında sunumlar evrildi ancak biz hâlâ menemenin soğanlı mı soğansız mı olacağı tartışmasındayız. “Bir şey yeniyorsa tabakta olmalı” öğretisiyle büyümüş bir toplumdan, “Bir şey tabakta bile olsa yenmeyebilir” düzeyine geçmek vakit alacak. Fakat biz umutluyuz. Tahminen bir gün taşın sunum, çiçeğin süs, saksının dekor olduğunu kavrarız. Tahminen o vakit hakikaten gastronomi konuşmaya başlarız. Lakin şimdilik… Lütfen taşlara dokunmayın. Yenmiyor. Şimdi…
patronlardunyasi.com
