260 meslek dalı heyecanlı, Gayrimenkul Sertifikası’yla ekonomi canlanacak

Türkiye Gazetesi’nden Necmi Çiçekçi’nin haberine nazaran, ülkemizde konut sahipliği oranı bir müddettir düşüş gösterirken, kira fiyatlarında da önemli artışlar görülüyor. Bu da ekonomik dengelerin bozulmasına ve enflasyonun artışına sebep oluyor.

İşte Necmi Çiçekçi’nin bugünkü köşe yazısı:

Faizlerin düşmesi ve kredi musluklarının açılması ismine gerek finans etraflarına gerekse de iktisat idaresine davetlerde bulunduk. Merkez Bankası geçtiğimiz hafta faizlerde düşüşün birinci adımını attı… Lakin asıl kıymetli olan projeyi, Etraf Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum açıkladı. Gayrimenkul Sertifikası Projesiile vatandaşların uygun biçimde konut sahibi olmasının önü açıldı.

KONUT SAHİPLİĞİ ARTACAK

Yeni proje yalnızca konut sahipliği oranını artırmakla kalmayacak, iktisada de direkt olumlu katkı sunacak. Bu yeni finansman modeli sayesinde projeler daha süratli fon bulacak, konut üretimi artacak ve piyasalarda uzun müddettir beklenen arz artışı gerçekleşecek. İnşaat dalıyla direkt ve dolaylı bağlantılı 260 farklı alan bulunuyor.
Demir-çelikten mobilyaya, lojistikten boyaya kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteren bu kesimler, konut üretiminin artmasıyla birlikte yine hareketlenecek. Böylelikle yalnızca inşaat değil, tedarik zincirinin tamamı yararlı çıkacak. Ayrıyeten devlet toplanan para ile yeni bir kaynak üretmiş olacak. Kelamın özü proje bütün iktisada yayılan bir canlanma getirecek.

ÜRETİM HACİMLERİ YÜKSELİŞE GEÇECEK

Uzmanlar, sistemin devreye girmesiyle birlikte inşaat şirketlerinin nakit akışını daha rahat yöneteceğini, finansman kasvetinin giderilmesiyle yarım kalan şantiyelerin tamamlanacağını belirtiyor. Daha evvel finansman eksikliğinden dolayı atıl durumda bekleyen emlak, yeni projeler için değerlendirilebilecek. Bu gelişme, yalnızca büyük inşaat firmalarına değil, taşeronlara, yan tedarikçilere ve lojistik zincirine de ivme kazandıracak.

Artan konut üretimi; daha fazla seçenek, daha geniş metrekare alternatifleri ve daha rekabetçi fiyatlar manasına geldiği için son tüketici de bu hareketlilikten direkt faydalanacak. Bu sayede hem konut arzı genişleyecek hem de fiyat baskısı dengelenerek piyasada sağlıklı bir büyüme ortamı oluşacak.

PROJELER FİNANSMANA DAHA KOLAY ULAŞACAK

Geleneksel kredi düzeneklerinin sonlu kaldığı, bilhassa büyük ölçekli konut projelerinin uzun vadeli finansman bulmakta zorlandığı devirlerde, Gayrimenkul Sertifikası uygulaması yepisyeni bir nefes aldırıyor. Bu model sayesinde yatırımcılar, projelerin makul kısımlarına ortak olarak finansman sürecine katılabiliyor ve küçük tasarruf sahipleri dahi büyük projelerde kelam sahibi olabiliyor. Böylelikle hem kişisel yatırımcılar daha inançlı ve tertipli bir yatırım aracına kavuşuyor hem de geliştiriciler projelerini süratlice fonlama imkânı buluyor.

Piyasalar için uzun vakittir konuşulan arz sorunu, bu metotla sırf kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli planlamalar açısından da kıymetli ölçüde hafifleyecek. Firmalar finansman bulmak için bankaların uzun prosedürlerine takılmadan, direkt piyasadan kaynak toplayabilecek ve projelerin hayata geçme süreci önemli biçimde kısalacak.

260 MESLEK KISMINI ETKİLEYEN ZİNCİR

Gayrimenkul Sertifikası sisteminin sağladığı canlanma yalnızca inşaat şirketleriyle hudutlu değil. Bir konut projesinde kullanılan demir-çelikten çimentoya, boyadan seramiğe, mobilyadan aydınlatma eserlerine kadar çok geniş bir yelpazede üretim yapan firmalar bu gelişmelerden direkt etkilenecek. İnşaat dalının tedarik zincirinde yer alan lojistik, nakliye, depolama, paketleme üzere hizmet sağlayıcıları da projelerin artmasıyla birlikte iş hacimlerini genişletecek.

Toplamda 260 farklı dalda üretim ve sipariş kapasitesi artacak; esaslı firmalar kadar küçük ve orta ölçekli işletmeler de siparişlerini büyütecek. Bu geniş zincir, istihdam kapılarının daha fazla açılmasını sağlayacak ve mahallî ekonomilerde dahi hissedilen bir canlılık oluşturacak. Her yeni konut projesi, yalnızca kendi etrafında değil, ülke genelinde pek çok alt bölümü harekete geçiren bir kaldıraç tesiri oluşturacak.

KONUT BÖLÜMÜNÜN BEKLENTİSİ YÜKSEK

Emlak ve inşaat bölümünün temsilcileri, bu adımın sırf süreksiz bir finansman kolaylığı olmadığını, tersine uzun vadeli bir yapısal takviye manasına geldiğini vurguluyor.
Sertifika sistemiyle birlikte piyasaya giren yeni yatırımcılar, bölümde inancı artıracak ve likiditeyi güçlendirecek. Bu da inşaat firmalarının planlarını daha mert yapmasına ve projelerin daha kısa müddette tamamlanmasına imkân tanıyacak.

Aynı vakitte konut sahipliğine geçişte yeni fırsatlar doğacak; dar ve orta gelirli kesim için konuta erişim imkânı genişleyecek. Bölüm temsilcilerine nazaran, bu sistem sürdürülebilirlik açısından da kıymetli. Sırf bugünü değil, önümüzdeki yılların konut üretim stratejilerini de şekillendirecek ve ekonomik canlılığın uzun vadeli sürdürülmesini sağlayacak.

EKONOMİDE ÇARPAN TESİRİ OLUŞTURACAK

Konut üretimindeki artış, sırf direkt satış sayılarıyla hudutlu bir tesir oluşturmuyor; tıpkı vakitte üretim zincirinden lojistiğe, finansmandan yan endüstriye kadar geniş bir yelpazede yeni bir hareketliliği tetikliyor. Her yeni proje, ustasından mimarına, mühendisinden materyal tedarikçisine kadar onlarca meslek kümesine iş imkânı sağlıyor.

Bu durum istihdam sayılarını üst istikametli hareket ettirirken, iktisatta inanç ortamının da güçlenmesini sağlıyor. Ekonomistler, Gayrimenkul Sertifikası’nın sağlayacağı bu ivmenin, yatırımcıların hamasetini artıracağını, uzun müddettir bekleyen sermayenin tekrar bölüme akacağını ve hane halkının konut erişiminde daha uygun fırsatlar bulabileceğini belirtiyor. Önümüzdeki periyotta bu sistemin bilhassa kentsel dönüşüm projelerinde de kullanılması, çarpan tesirinin daha geniş bir alana yayılmasını sağlayabilir.

ARSA MALİYETLERİ YÜZDE 50’Yİ BULUYOR

Konut üretiminde en büyük sorunların başında arsa maliyetleri geliyor. Bizler de sayfamızda bu mevzuyu sıkça gündeme getiriyoruz. KONUTDER Başkanı Ziya Yılmaz da bu bahse değindi.

Yılmaz yaptığı açıklamada şu tabirleri kullandı:

“Satışların yanı sıra konut arzını artırmaya yönelik arsa maliyetlerini aşağıya çekecek uygulamaların da süratle devreye alınması lazım. Geçtiğimiz aylarda kamuoyu ile paylaştığımız uygun arsa modeli de bu noktada çok kıymetli katkı sağlayacaktır. Arsa maliyetinin en yüksek olduğu ülkelerden birisiyiz. Yerin inşaat içindeki maliyeti ülkemizde %50 ortalamalarında, halbuki Avrupa ve Amerika’da en bedelli lokasyonlarda bile arsa maliyetleri %20’ler düzeyinde. Bu durum bilhassa İstanbul üzere büyük kentlerde konutun erişilebilirliğini direkt olumsuz etkiliyor. Konut muhtaçlığının ve arz eksikliğinin fazla olduğu bölgelerde kamunun üreteceği emlakın; toplam geliştirme maliyeti içindeki hissesi yerine ve bölgesine nazaran yüzde 10 ila 20’yi geçmeyecek formda geliştirilebilir. Bu da beraberinde toplumun birçok bölümünü de konut sahibi yapabiliriz. Bu sayede hem konuta erişimin zorlukları ortadan kalkar hem de enflasyonla uğraşta de önemli kazanımlar elde edilir.”

patronlardunyasi.com